VAN – 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van’da yaşanan 7,2 ve 5,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından birçok yapı yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi. Bu yapıların arasında okul binaları da bulunuyordu. Depremin hemen ardından eğitim ve öğretimin yeniden başlayabilmesi için geçici çözüm olarak konteyner sınıflar ve prefabrik okullar inşa edildi.
Ancak depremlerin üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen Van’da bazı okullar hala konteyner veya prefabrik yapılarda eğitim ve öğretime devam ediyor.
‘O GÜNDEN BUGÜNE FİZİKİ SINITILAR DEVAM EDİYOR’
Derslikleri küçük ve sınıf mevcutları yüksek olan bu okullarda; binalar çürümeye yüz tuttu, tuvaletler kullanılamaz hale geldi, fayansları söküldü, duvarları delindi ve delinen duvarlar yama yapılarak kapatılmaya çalışıldı. Prefabrik okullar, hem öğrencilerin sağlığını hem de olası bir depremde güvenliklerini tehlikeye atıyor.
Konu ile ilgili Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Van Şube Başkanı Murat Atabay, Van depremlerinin ardından yaşananları ve günümüzde halen devam eden sorunları anlattı. Deprem sonrası ara verilen eğitim ve öğretimin tedbirsiz bir şekilde yeniden başlatıldığını ifade eden Atabay, “O süreçte başta ‘hafif hasarlı’ denilen bazı okulların ‘ağır hasarlı’ olduğu ortaya çıktı ve bu süre zarfında eğitim-öğretime devam eden okullar oldu. O süreçte geçici olarak birleştirilen okullar vardı. Daha sonra ise prefabrik yapılarla gün kurtarılmak istendi. O günden bugüne kadar fiziki sıkıntılar aslında devam ediyor” dedi.
‘1700 ÖĞRENCİ, 150 METREKAREYİ PAYLAŞIYOR’
Depremin sonuçlarından ders çıkarılmadığını ve deprem öncesi yapılan hatalı uygulamaların günümüzde devam ettiğini belirten Atabay şöyle konuştu: “O günden bugüne kadar zihniyette çok bir şey değişmedi. Yeni inşa edilen okul binaları, çocukların sanatsal, kültürel, sportif faaliyetlerini çok rahat yürütebilecekleri ve bu alanda kendilerini geliştirebilecekleri bir fiziki yapı ile yapılmıyor. Daha çok dikey mimari kullanılıyor ve çocukların teneffüste vakit geçirebileceği, oyun oynayabilecekleri alanları kısarak daha ne kadar bina sığdırılabileceğinin hesabı yapılıyor. Mesela Hüsrev Paşa İlk ve Orta Okulu’nun 1700 öğrencisi var. Ancak okul bahçesine yapılan yeni bir bina yüzünden öğrencilerin vakit geçirebilecekleri 150 metrekarelik bir alan kalmış durumda. Yani bin 1700 öğrenci 150 metrekareyi paylaşıyor. Öte yandan zaten bir okul binasının dört katlı olması da sıkıntılı. Çocukların dördüncü kattan bahçeye inmesi ve teneffüs vaktini burada geçirmesi mümkün olmuyor.”
‘PREFABRİKA YAPILAR KULLANILAMAZ DURUMDA’
Atabay, Van’da halen prefabrik yapılarda eğitim-öğretim veren okulları ve mevcut koşullarını da şöyle anlattı: “Van’ın şehir merkezinde yer alan TEV İfakat Yavuz İlk ve Orta Okulu için yeni bir bina yapıldı. Ancak ilk okul yeni binaya taşınırken, orta okul hala prefabrik bir yapıyı kullanıyor. Bu prefabrik yapı artık kullanılamaz durumda. Aynı şekilde, yine şehir merkezinde bulunan Vali Mithat Bey İlk ve Orta Okulu da prefabrik bir yapıda eğitim veriyor. Orada da aynı problemler devam ediyor. Sağlık açısından da ciddi tehlikeler arz ediyor. Eğitim-öğretime uygun değil. Erciş ilçemizde de Erciş Spor Lisesi’nde de aynı durum var. Kısacası Van’da şu anda birçok okul, fiziki koşulları eğitim-öğretime uygun olmayan, son derece sağlıksız ve çürümeye yüz tutmuş prefabrik yapılarda eğitim veriyor. Oysa bir okul binasının fiziki yapısı hem güvenlik hem sağlık hem de başarı için büyük bir önemi var. Prefabrik yapılar deprem sonrasında geçici bir süre ile yapılan yapılardır ve belli bir kullanım ömrü vardır. Şu anda Van’daki prefabrik okullarda tuvaletler hijyenden uzaktır. Duvarlar delinmiş ve yer yer yamalar yapılarak bu delikler kapatılmaya çalışılmıştır. Binanın içinde küflenmeler yaşanmıştır. Öte yandan bu okullar günü kurtarmak üzere yapıldığı için çok dar sınıflardan oluşuyor. Sınıf mevcutları da yüksek olunca akademik başarı ve sağlık anlamında çocukları olumsuz etkiliyor.”
‘OLASI BİR DEPREMDE BURALARIN GÜVENİRLİK DURUMU TARTIŞMALI’
Atabay, 20 Ekim 2020 tarihinde yaşanan İzmir depreminin ardından Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bir yazı yazdıklarını ve bu yazıda ‘okullarda deprem analizinin yapılıp yapılmadığını, bunun için ilgili kurumlarla bir protokol imzalamayı düşünüp düşünmediklerini, yaşanabilecek herhangi bir depremde oluşabilecek sorun ve sıkıntılara yönelik çözümlerinin neler olduğunu, bir toplanma alanı olup olmadığını’ ve benzeri birçok soru soruyu sorduklarını belirtti. Atabay yazıya verilen cevapla ilgili, “Genel anlamıyla kurumlar çok ciddi bir veri sunmadan bütün hazırlıklarının ‘tamam’ olduğunu bildiriyorlar. Ancak Van’daki okulların çoğunun inşaat aşamasında ve sonrasında çok ciddi bir denetime tabi tutulmadığını düşünüyoruz. Yaşanabilecek bir depremde çok ciddi olumsuzluklar olabileceğini de düşünüyoruz. Genelde deprem bölgelerindeki okulların bahçeleri toplanma alanları olarak kullanılır. Ama okul binaları bu kadar yüksek yapılırken, bahçeler de bu şekilde daraltılmışken bir toplanma alanı kalmıyor. Van’da okulların olası bir depremdeki güvenilirlik durumu tartışılmalıdır” dedi.
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ DE PREFABRİK YAPIDA
Van’da konteyner ve prefabrik yapılarda eğitim vermeye devam eden kurumlardan biri de Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi. Üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi ve Sürekli Eğitim Merkezi yaşanan depremlerden bu yana bu yapılarda eğitim vermeye devam ediyor. Üniversiteye, bütçesini hem akademik personel hem de öğrencilerin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurularak harcanması noktasında çok ciddi eleştiriler olduğunu belirten Atabay, “Amaç oradaki eğitimin kalitesini yükseltmek olsa, üniversite gibi bütçesi çok iyi olan özerk bir yapının zaten böyle yapılar içerisinde eğitim vermemesi gerekiyor. Türkiye genelinde olduğu gibi, üniversitelerde de eğitim öğretim değil, kadrolaşma ve rant daha öncelikli hale geldi. Bu yüzden üniversite içerisindeki yapılarda bu şekilde kalmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
Ne olmuştu?
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde, Van’da yaşanan depremlerin ardından 601 kişi yaşamını yitirdi, 4 bin 152 kişi yaralandı ve 2 bin 262 bina enkaza dönüştü. 28 Ekim 2011 tarihinde AFAD’ın açıkladığı bilgilere göre 10 bin 621 bina incelendi. Bu binalardan 5 bin 739’unun hasarlı ve oturulamaz, 4 bin 882 binanın ise hasarlı ancak oturulabilir durumda olduğu belirtildi. Yaşanan depremlerde birçok okul binası da ağır hasar aldı ve yıkıldı. Bu okul binalarının yerine, geçici kullanım için konteyner sınıflar veya prefabrik yapılar oluşturuldu.